Diğer ülkelerin şehirlerini bilmem ama Türkiye sınırları içinde sanmıyorum başka bir şehre bu kadar şiir, hikaye, şarkı sözü yazılsın. Bu kadar çok aşığı olsun. Ve en önemlisi de bir şehrin dokusu kadar kokusu da özel olsun, İstanbul böyle bir şehir işte. Her caddesi, her sokağı ayrı güzel ayrı lezzetli, ayrı güzel kokulu...
Balık almak için pazarı ayrı yemek için mekanları ayrı. Kumpir denilince akla gelen semt var mesela. İstanbul'un sadece balık, et ya da ev yemekleri yiyebileceğiniz pahalı mekanları yok. Ya da kahve için yalnızca çok bilindik kahve dükkanlarına gitmenize de.
Şimdi kendinize gerçek bir İstanbullu demek için bunları yapıyoruz, yapmaya çalışıyoruz. Söz mü?
Sabahın kör vakti, kimse yollara çıkmamışken Emirgan'da kahvaltı yapın
Patlamış mısır eşliğinde Beyoğlu Yeşilçam Sineması'nda nostalji keyfi yaşayın
İstanbul deyince aklınıza Yeşilçam da geliyorsa eğer bu sinemanın ve içindeki patlamış mısır kokusu sayesindedir.
Adalarda denize karşı dondurmayla serinleyin
Henüz yaz devam ediyorken...
Samatya'ya gidip kendinize balık ziyafeti çekin
Birçok diziye de ev sahipliği yapmış bu tatlı semtin restoranlarına kendinizi teslim edip merdivenlerin hemen dibinde balık ziyafeti yapın.
Simit ve gazoz eşliğinde Karaköy’den Eminönü’ne yürüyün
Ayran da olabilir. Ama Galata Köprüsü'nden geçin. Hayatınız boyunca yediğiniz en güzel simidin o olduğunu anlayacaksınız.
250 yıllık bir binada 100 yıllık geçmişi olan Fayton'da yemek yiyin
250 yaşındaki bir bina resmen tarih kokuyor. 1914 yılında fayton tamircisi ve yapım atölyesi olarak hizmete giren bu yer daha sonra restoran ve meyhane haline gelmiştir. Fakat iyi ki de gelmiştir.
Fatih'in dar sokaklarında Karadeniz pidesiyle dolaşın
Çoğumuz bilmez ama Fatih'in pideleri de meşhurdur özellikle de tarihi Karadeniz pide salonları. İsterseniz oturun çayınızla yiyin, isterseniz Fatih'in ara sokaklarında dolaşırken. Bizden söylemesi, kesinlikle yiyin.
Klasik olacak ama Eminönü'nde balık-ekmek yiyin
Yaz kış ayrı bir keyif hatta tutku olan bu zifayetten kendinizi mahrum etmeyin.
Kuzguncuk ara sokaklarında acıbadem kurabiyesi yiyin
Anadolu Yakası'na geçer geçmez köprünün hemen ayağında olan bu semti gezerken elinizde muhakkak olsun.
Kınalıada Manastır Tepesi'nde piknik yapın
Piknik kelimesinden korkmayın en az iki kişiyle bile yapabilirsiniz. Yanınızda hiçbir şey götürmesiniz de olur, harika yiyecekler orada da var.
Olmazsa olmaz, tatlı niyetine Kanlıca'da yoğurt yiyin
İçine biraz pudra şekeri de eklediniz mi değmeyin keyfinize
Yeşilcam klasiği olacak ama simitinizi martılarla paylaşın
Mısır Çarşısı'ndan alışveriş yapın
Çerezleri, macunları, baharat ve kuruyemişleri sadece kendiniz için almak yok ama. Oldukça ekonomik olan fiyatları sayesinde tam eşe dosta götürmelik.
Baylan Pastanesi’nde Kup Griye'yi tadın
Belki ismini bile duymadınız ama bu güzel lezzeti deneyin. Kahve ya da çay ile değil ev yapımı güzel limonatalarıyla ama.
Bulunduğunuz yerdeki semt pazarlarına şöyle bir uğrayın
Alışveriş yapma ihtiyacınız olmasa bile sırf esnafla bile sohbet etmek için bile olsa gidin, meyvenin sebzenin tazesini tadın.
Sevmeseniz bile sırf o manzarada keyif yapmak için kumpir yiyin
Kime sorarsanız sorun, kumpir dediğinizde Ortaköy'ü duyarsınız, ilk fırsatta gidiniz.
Ortaköy'e uğramışken en yakın nerede bulursanız midye dolma alın
Çerez niyetine, cips niyetine. Sağlıklı atıştırmalık!
Tok olsanız bile en az 1 tane ıslak hamburger deneyin
Taksim başta olmak üzere her semtte, her büfede mevcut artık.
Yorgunluğunuzu Piyer Loti’de 5 çayı içerek atın
Ağzınızı Hacı Bekir Lokumcusu'yla tatlandırın
250 yıldır aynı işi yapıyorlar. Bir bildikleri vardır elbet.
Dönerci Sadık'tan bol köpüklü ayranla yarım ekmek döner kesinlikle yiyin
Aksaray'da Ziraat Bankasının üst sokaklarındadır kendisi, kime sorsanız gösterir derler ya. Çok doğru!